KIRAÇ
1972 Yılında Kahramanmaraş'da doğdu. Öğretmen olan babasının görevi nedeniyle 10 yaşına dek Kahramanmaraş ve köylerinde yaşadı. 1982 yılında babasının tayini çıkınca ailesiyle İstanbul'a yerleşti ve eğitimine İstanbul'da devam etti.
Küçük yaşlardan itibaren müziğe karşı ilgi duyan Kıraç'a ilk desteği bağlama çalan babası verdi. Bağlama ile müziğe başlayan Kıraç'a ikinci büyük destek lisedeki müzik öğretmeni Refik Köksal'dan geldi. Müziğe olan ilgisini ve yeteneğini gören Refik Köksal Kıraç'a ilk gitarını hediye etti. 1990 Yılında liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavlarına girerek Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği bölümünü kazandı. Öğrencilik yıllarında Taksim, Harbiye, Kadıköy'deki barlarda çalışmaya başladı. Lise yıllarında ilk beste ve söz çalışmalarını yapan Kıraç 1996 yılına geldiğinde ilk albümü için çalışmalara başladı. TMC Film Müzik Üretim ve Pazarlama A.Ş. ile anlaşan Kıraç'ın ilk albümü "Deli Düş" 1998 yılı Mayıs ayında çıktı. İlk albümden "Dağların Kadını", "Talihim Yok Bahtım Kara", "Ben Yolumu Bulurum" adlı parçalara klip çeken Kıraç kaliteli çalışmasıyla beğeni toplayarak ileriye dönük ilk yatırımını yaptı.
Birinci albümüyle Rock müzik dinleyicilerinin gözünde saygın ve sağlam bir yer edinen Kıraç 2000 yılının ilk günlerinde ikinci albümü "Bir Garip Aşk Bestesi" ile bir anda yüz binlerin beğenisini kazandı. İkinci albümden “Gidiyorum” , “Bir Garip Aşk Bestesi” ve “Karahisar” adlı parçalarına klip çekti.
“Bir Garip Aşk Bestesi” albümünün müzikseverlerle buluşmasının ardından üçüncü solo albümünün repertoar çalışmalarına başlayan Kıraç'ın bu arada TMC Müzik sanatçılarından Funda Arar'la birlikte 2001 Şubat ayında “Sevgiliye” adını verdikleri mini düet albümü çıktı. Ağustos ayında 3. solo albümünün repartuvar aşamasını tamamlayarak stüdyoya girdi.
Ağırlıklı olarak Kıraç şarkılarından oluşan “Zaman” albümünde söz ve müziği İskender Doğan'a ait “Kan ve Gül” Aşık Veysel'den “Derdimi Söylesem” ve iki de anonim türkü yer alıyor.
“Zaman” albümü 14 Aralık 2001 tarihinde müzikseverlerle buluştu. Kıraç bu abümündeki Endamın Yeter, Gönül, Yıllar Sonra, Kan ve Gül ve Zaman parçalarına klip çekildi. Kıraç diğer taraftan sevilen televizyon dizisi "Zerda"nın müziklerini yaptı. 2004 Mart ayında "Kayıp Şehir" isimli albümüyle sevenleriyle bir kez daha biraraya geldi
KEREMCEM
Genç kızların yeni gözdesi Keremcem ile müzik hayatı ve yaşam tarzıyla ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Keremcem nasıl yaşar, ne yer, ne içer, spor yapar mı, yemek pişirmesini biliyor mu, hangi yemekleri, hangi tatlıları seviyor öğrendik.
Güne nasıl başlarsınız?
Genelde sabahları erken kalkarım. Bazı zamanlar yatakta tembellik yapar, normalden 1 saat geç kalkarım. Duşumu aldıktan sonra kahvaltıya oturur gazeteleri okurum. Daha sonra çekim varsa Aşk Oyunu'nun setine giderim.
Kahvaltı için neleri tercih edersiniz?
Tereyağı, çilek reçeli, bal ve kaşar peyniri. İri zeytin de kahvaltımda mutlaka vardır.
Peki ya içecek olarak?
Çay. Kahvaltıdan sonra meyve suyu içiyorum. Bazı zamanlar da süt. Eğer evden acil çıkmam gerekmiyorsa bir müzik kanalını açıp koltukta keyif yapıyorum. Ara sıra Türk kahvesiyle yapıyorum bu keyfi.
Ev işleriyle aranız nasıl?
Yaparım, daha doğrusu yapardım. Şimdi o kadar zamanım olmuyor. Ev işlerini iyi yaparım ama. Toz almakta üstüme yoktur. Elimin değmediği köşe-bucak kalmaz. Bir tek ütü yapmayı sevmem. Bu yüzden birçok kıyafetim ütü tabanının altında eriyip gitti.
Yemek pişirir misiniz?
İyi bir aşçı olduğumu söyleyebilirim ya da daha doğrusu temizlik işlerinde olduğu gibi iyi bir aşçıydım demeliyim. Kendi kendime yemekler icat ederdim. Tadını beğendiklerim de olurdu pişirdikten sonra çöpe attıklarım da. Şimdi yalnızca canım yemek pişirmeyi istediği zaman mutfağa giriyorum.
Hangi yemekleri seviyorsunuz?
Makarna, taze fasülye, kebap ve pizza.
Tatlı olarak?
Her gün birileri önüme künefe getirip koysa‚ hayır demem.
Ne tür filmleri seviyorsunuz?
Romantik filmleri seviyorum. Ama filmlerin sonu mutlu bitsin istiyorum. Sevenler birbirine kavuşsun. Öteki türlü üzülüyorum.
En son hangi filmleri izlediniz?
Babam ve Oğlum. Gerçekten güzel bir film. Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü'yü de izledim.
Hangi müzik türlerini seviyorsunuz?
Aslına bakarsanız ayrım yapmam. Her türün güzel örneklerini dinlemekten keyif alırım.
Hangi şarkıcıları dinliyorsunuz?
Sezen Aksu, Seden Gürel, Erol Evgin, İlhan İrem.
Spor yapıyor musunuz?
Mümkün olduğunca yüzmeye çalışıyorum. Sabahları kalktığımda mutlaka jimnastik yaparım.
Hobiniz var mı?
Maket yapmak. Gemi ve uçak maketleri yapmaya bayılırım.
Üçüncü albümünüz için çalışmalara başladınız mı?
Tabii. Sanıyorum gelecek yıla hazır olacak. Bu aralar sıkça konser veriyorum. Havaların düzelmesiyle birçok etkinlikte açıkhava konserleri vereceğim. Konserler sonrası üçüncü albüm için sıkı bir çalışma içine gireceğim.
Aşk Oyunu adlı dizide rol alıyorsunuz? Siz aşkı nasıl tanımlarsınız?
İki kalbin önlenemez buluşması. Herkese göre aşkın ayrı bir tanımı vardır. Benim tanımım böyle.
Şarkıcı olmak için uzun bir bekleyişle birlikte oldukça meşakkatli yollardan geçtiniz. Oyunculuk böyle olmadı. Oyunculuk sizin için daha mı kolay?
Hayır, oyunculuk, şarkı bestelemek kadar zor. Albüm yapmak için neredeyse 10 yıl beklemek zorunda kaldım. Oyunculuk için ise hiç beklemedim. Hemen teklif geldi. Bu bir şanstı diyelim. İlk başlarda oyunculuktan bu kadar keyif alacağımı tahmin etmiyordum.
Eti Form'un internet sitesi Formdakal'ı ziyaret ediyor musunuz?
Sıkça olmasa da haftada bir veya 15 günde bir ziyaret ediyorum. Daha çok yemek ve tatlı tariflerine bakıyorum.
Demet Akalın

Gölcük'de doğan Demet Akalın ilköğretim ve lise öğrenimini Gölcük'te büyük başarıyla bitirdi. Ve Gölcük
Barbaros Hayrettin Lisesinden lise diplomasını büyük mutlulukla aldı. İlkokul yıllarında gazeteci ya da
öğretmen olma hayalleri kurardı. O zamanki Üniversite sınavı şartları günümüze göre daha zor olduğu için
hayalleri suya düştü.
Ne yapacağım ne yapacağım diye düşünürken annesinin elinden tutmasıyla soluğu Yaşar Alptekin'in
mankenlik kursunda aldı ve arkası geldi. 1990 senesinde Mayo Güzeli seçildi. Ardından Neşe Erberk'te
mankenlik yapmaya başladı. Hani o zamanlarda mankenlik ciddi ve iyi bir meslekti. Büyük
performansla mesleğini sürdürürken bir gün sesinin güzelliğinin farkına vardı ve mankenlikte zirvedeyken
"hadi bir de şarkı söyleyeyim" dedi ve en iyi gazinolarda dev isimlerin kadrosunda başladı yeni mesleğini icra
etmeye...
Başardığını düşündüğü bir zamanda "hadi bir albümün olsun" dedi ve "Sebebim" adlı albümünü piyasaya çıkardı,
işler yolunda gitti yani başarıya bir başarı daha eklendi ve artık mankenliği bırakıp tamamen şarkı söylemeyi
seçti.
Daha sonra da "Senin Anan Güzel mi?" dedi ve ilk single çalışmasını çıkardı. O ekstra senin bu exstra benim
derken artık sahnelerin bir parçası oldu. Sonrası mı? "Unuttum" dedi ve 3. albüm çalışmasını müzik severlerin
beğenisine sundu. İyi de tepkiler aldı ve kendini bir kez daha kanıtlamış oldu. Uzun ve sıkı bir çalışma sonunda,
radyolarda ve
clublerde en çok istek alan albümü "Banane" ile müzik kariyerini sağlamlaştırdı.
YONCA EVCİMİK

İstanbul'da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yüksek Bale Bölümü'nden mezun oldu.
1978 - 1990 yılları arasında müzikallerde profesyonel dansçı ve şarkıcı olarak çalıştı. Aynı tarihlerde birçok
tiyatroda oyunculuk yaptı. 1979'da Şan Tiyatrosu'na girdi. 1984'e kadar burada birçok oyun ve müzikallerde
yer aldı. Yedi Kocalı Hürmüz, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Şen Sazın Bülbülleri, Nükhet Duru ve On Yıl
Geçti, Ajda Pekkan Süperstar, Hababam Sınıfı ve Carmen rol aldığı çalışmalardır. Bu dönemde ayrıca Hababam
Sınıfı Güle Güle ve Kızlar Sınıfı adlı filmlerde de oynadı. 1985 - 1988 yılları arasında, Devekuşu Kabare
Tiyatrosu'nda Yasaklar, Aşkolsun, Geceler, Reklamlar ve Deliler adlı oyunlarda rol aldı. 1989-1990 yılları
arası Gülhane Etkinlikleri'nde sunucu ve Show Girl olarak çalıştı.
1990 - 1991 yıllarında müziğe ağırlık vererek, ilk albümünün çalışmalarını sürdürdü. Bu ilk albüm 1991'de
yayınlandı ve "Abone" adıyla müzik marketlerde yerini aldı. Kısa sürede o günlerin rekorunu kırarak, adeta
yok sattı.
1993 yılında, ikinci albümü olan "Kendine Gel" çıktı. Profesyonel bir ekip tarafından hazırlanan bu albüm,
vücut ritminin kullanıldığı, klibinden kartpostalına kadar bir reklam mantığıyla çalışılan ilk albüm olma
özelliğini taşımaktaydı. 1994'de Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek ülkemizin ilk single'ını yaptı. "8:15
Vapuru" adlı bu single, kısa sürede müzik marketlerde ilk sıralara yükseldi. Aslında bu single'ı yapmaktaki
amacı, yeni albümü "Yonca Evcimik 1994" ü tanıtmaktı. Bu üçüncü albümü, 1994 yılı Temmuz ayında
marketlere girdi. Farklı bir tarz deneyen sanatçı, Jamaican Rap Sound'un Türkiye'de ilk kez kullanıldığı bu
albümle popülaritesinden ve başarısından bir şey kaybetmediğini kanıtladı. Artık sıra her zamanki gibi "yeni ve
ilk" şeyler yapmaya gelmişti. Bu amaçla kendisine gelen teklifleri değerlendiren Evcimik , bu kez gerçek
anlamda House Musıc ve Soul Vokal çalışması yaparak Avrupa ve dünyaya açılan ilk pop sanatçımız oldu.
29 Eylül 1995'de parçanın klibi MTV Party Zone'da gösterildi. 30 Eylül 1995'de Amsterdam Chemistry
Dance Club'da yapılan Avrupa Premieri ile çalışmaları start aldı. Gerek promosyonun tamamıyla Avrupa'ya
dönük olması ve gerekse single formatının sadece Avrupa'da piyasaya çıkacak olması, bu girişimi daha da
önemli kıldı Parça, Hollanda'da 12 inch (promo) ve cd formatında basıldı ve "I'm Hot For You", onun Dub
Miksi ve "Haydi Durma Dans Et" adlı üç parçalık single, 1 Ekim 1995'de Avrupa'da satışa sunuldu. Parçanın
klibi ise, yurtdışından gelen bir ekip tarafından üç gün ve gece çalışılarak çekildi. Daha önce çektiği video
kliplerden ikisi ödül almış Rene Nujiens, klibin yönetmenliğini üstlenirken, prodüktörlüğünü de aynı zamanda
‘I'm Hot For You' isimli parçanın söz yazarı olan Richard Cameron yaptı.
1998'de "Günaha Davet" adlı albümü ile tekrar hayranlarıyla buluştu ve müzik listelerindeki yerini aldı.
Evcimik'in ayrıca prodüksiyon çalışmaları da bulunuyor. Birkaç İyi Adam ve Çıtır Kızlar gruplarının single
ve albümlerinin prodüktörlüğünü de üstlendi. Tüm bu çalışmaların yanısıra Evcimik, başka bir yönünü de
ortaya koyarak klip yönetmenliğine soyundu. Kendi kliplerinin yanısıra prodüktörlüğünü yaptığı Çıtır Kızlar
Ve Birkaç İyi Adam gruplarının da birçok klibini yönetti
1991'de Türk Pop Müziğine yeni boyutlar getirerek başladığı çalışmalarının karşılığını birçok ödül alarak gördü
. "Abone" ile başlayan müzik maratonunda aldığı ödüller arasında "En Çok Satan Albüm Ödülü", "Ümit Vaad
Eden Sanatçı Ödülü" ve en son olarak Türkiye'nin tek müzik kanalının düzenlediği organizasyonda "Yılın En
İyi Kadın Pop Sanatçısı Ödülü" ve KKTC'de düzenlenen bir törende de "Yılın Kadın Pop Sanatçısı Ödülü"
bulunmaktadır.
2001 yılında yeni bir albümle "Herkes Baksın Dalgasına" hayranları ile buluştu. Bu albümünde sevenlerinin
çok ihtiyacı olan neşe sevgi ve barış üzerine mesajlar vermeyi sürdürdüğü gözlendi. 2004 yılında çıkardığı
"Aşka Hazır" isimli single albümüyle müzik yaşamını sürdürmektedir...
CEZA

Türk lokumundan yermisin bu rapstarın derbisi ve de hiç kan akıtmaz, mermisi
Beni görebilecekmisin abisi herkes piyasada bir ben eksik bir popstardanda neyim eksik
Sizi bilmem bence fazlam akıldır hadi kalkta bak lan nerede kaldı bak nam şöhret ve şan
Dersi olmaz sıra herkese gelecek gibi önce mikrofonu tutmayı öğrenmeli bunu bilmeli
Herkes birşey zannetmeli seni beni deli gibi görebilir ama yenemezsin
Bana geri dönebilir ama gidemezsin ben pabuç bırakmam eğer ben bir rapstarsam
Limuzin bol para süpermodeller hem popüler hem sansasyonel hm boş ver abi kalsın
İyiki bir popstar olmadın birdenbire kendini bozacaktın
İçki sınırsız etmiş arsız bunu ben bilemem
Sen bulacaksın her biri birbiri ardına hırgür vırvır hergün dayanamadım
Eskiden erkekmiş tanıyamadım siz bize getirin biz karalayalım
Dikkat et bu rapin faslı mikrop kapma dilim paslı
Patlak clublar beni kastı bu çatlak seslere suikastti bu...
Benim üstüme gelmeyin artık yeni bilim olacak hiphop
Bunu görmezden geleceksen eksenin etrafında dön sen dengen bozulur sersem
Yere serilecek her flowunuz aynen yengen televizyon dizi karakterlerimi adam edecek bizleri
Roketle atmadılar beni doğuştan bir yıldızdım basamakları tek tek çıktım
Umrumda değilki star olmak basın bak bu yeni basım yeni bir nazım becerebilen
Çok yok çok detone ve çok fazla cover var sorsan işi bilen onlar anırmakla rap yada rock olmaz
Yapılan hatalara hep bir ört pas en korktuğumdu benim
O üç faz ve tek pasla yenebilen bir cambazdım her yalana bak bu gönül inanmaz...
Nakarat
Hala meclisim ala ben bulamıyorum hiç mana ala olan bu raptir bu duyduğun rapte tekdir
Anlamadıysan yuh sana bu sesle bence git ve top sektir
Mecazi anlamlar kötektir nam ı diğer ben ceza.
EBRU GÜNDEŞ

Türk müziğinin en güçlü yorumcuları arasında yer alan Ebru Gündeş 12 Ekim 1974 tarihinde İstanbul'da doğdu
. Çocukluk yıllarını Şirinevler'de geçiren Ebru Gündeş, hani o her fırsatta masaya çıkıp şarkı söyleyen
çocuklardan biriydi. Konfeksiyon işçisi olarak çalıştığı yıllarda sesinin güzelliğini duyan bir tanıdığın ve Neşe
Demirkat'ın yardımıyla Marş Müzik Yapım ile anlaştı. Ebru bir süre Emel Sayın'a vokalistlik yaptı, bir
yandan da ilk albümünün hazırlıklarına başladı.
1993 yılında çıkan "Tanrı Misafiri" o sıralar oldukça seyrek albümün yayınlandığı müzik piyayasında oldukça
etkili oldu. Albümle aynı adı taşıyan ve yıllar önce Ajda Pekkan'ın seslendirdiği "Tanrı Misafiri"
Ebru Gündeş'in ilk hitiydi.
Ebru Gündeş, 1994 yılında ikinci albümünü çıkardı. "Tatlı Bela" adlı çalışma yine yılın albümleri arasına girdi.
İlkinde olduğu gibi Selçuk Tekay - Özkan Turgay ikilisinin imzasını taşıyan "Tatlı Bela" iyi bir çıkış parças
ı oldu.
Ertesi yıl çıkan üçüncü albüm "Ben Daha Büyümedim", "Fırtınalar" adlı ilk hitiyle ses getirdi. Ebru ertesi sene
bir albüm daha yayınladı. Biraz müzik dünyasının da eleştirildiği "Kurtlar Sofrası" Gündeş'in dördüncü
albümüydü. Bu arada oyunculuk tekliflerini de değerlendiren Ebru Gündeş, albümlerinin ismini taşıyan
televizyon dizilerinde başrol aldı.
Ebru Gündeş ilk kez iki yıl ara verdikten sonra yani 1998 yılında "Sen Allahın Bir Lütfusun" adlı albümünü
piyasaya sürdü. Albümle aynı ismi taşıyan çıkış parçası yine beklenen başarıyı yakaladı.
2000 yılında hayranlarının karşısına yepyeni bir albümle çıkan Ebru Gündeş "Dön Ne Olur" adını taşıyan bu
albümünün stüdyodaki tanıtımı sırasında, basın mensupları önünde beyin kanaması geçirdi. Bir dönem
hastanede kaldıktan sonra, uzun bir süre dinlenmeye çekildi. O sağlığına kavuşmaya çalışırken albümü
milyonlarca sattı. Gündeş tüm bunlardan sonra, gelirini Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma
Vakfı Hastanesi Reanimasyon Kliniği'ne bağışladığı ilk konserini 11 Mart 2001 gecesi Bostancı Gösteri
Merkezi'nde verdi.
ALİ ALTAY

Herkesin bir keşfedeni vardır Ali Altay müzik piyasasına 9 yaşında ilkokul öğretmeninin keşfiyle merhaba dedi..Henüz 5. sınıfta iken çigan orkestra sında vurmalı çalgılarla gruba eşlikediyordu.Kendisinden yaşla hayli büyük olan müzisyenlerin arasında,usta-çırak ilişkisiyle müziği öğrenmeye çalışıp sahne terbiyesi aldı.13 yaşına geldiğinde sesini kullanmasıyla da dikkatleri üzerine çekti ve artık davul çalıp, şarkı söylüyordu.Bu arada birçok sanatçıya gerek davulcu gerek back vocal kimliği ile eşlik etti. 20 yaşında askere gitmesiyle kendisineyine müzisyenlik görevi verildi.Askerlik dönüşü bir süre ustalarından öğrendiklerini minik öğrencileri ile paylaştı.Bu sureçten sonra benimsediği, yapmak istediği müzik için kendi grubunu kurup solist olarak yonu devam etti.Bu arada Akdeniz Bölgesinde çok sayıda festival ve özel organizasyona davet edilerek konser verdi.Müziği ve yorumuyla daha büyük kitlelere ulaşmak isteği ile 1999 'da istanbul'a geldi.Olmaz mı adını taşıyan müzik albümü ile müzik dünyasında yerini korumaya devam ediyor.